İstanbul'un dünyaya geldim. İstanbul Tıp Üniversitesinden 1975 yılında mezun oldum. Eşim Anna ile üniversitede sınıf arkadaşıydık. 2009 yılın akadar ortopedist olarak çalıştım.
2009 yılında ne oldu? Ortopedistliği neden bıraktınız?2007 yılında Anna'ye dizlerinde osteoartrit (kireçlenme) teşhisi kondu.Bu hayatımızda bir dönüm noktası oldu. O tariht ebakıtıpğımızda ise bizim için bir işkenceydi. Sonraki 2 yıl her şeyi denedik. Fizyoterapiye gittik. Spor yapmayı kestik. Çşitli vitaminler, gıda takviyeleri (kondroitin, glukozamin, MSM ve diğerleri), jeller, merhemler kullandık. Hiçbirinin faydası olmadı. Çözüm bulmamak büyük hayal kırıklığı yaşattı. Edindiğim onc atıbbi bilgiye rağmen karıma yardım edemiyor olmak beni çıldırtıyordu. ayrıca ülkenin sağlık sektörü de hayal kırıklığımın bir başk anedeni oldu. İnsanın sevdiği inana uzun ve sağlıklı bir hayat sağlaması için ne yapması gerekir. Konuyu araştırmay abaşladım.
İnsan karısının birkaç yıl sonra artık yürüyemeyeceğini anladığında her yolu deniyor. araştırmaya başladım ve eklem hastalıkları üzerine bulduğum herşeyi okudum. Konuyla doğrudan veya dolaylı ilgisi olan fizyoloji, psikosomatik, biyokimya alanlarında okudum. Bu alanda dünyanın en iyileri olan Asya'dan uzmanların sırlarını keşfetmek için neredeyse elimdeki paranın tümümü harcadım. Öğrendim ki Asya'da bu kişiler hastalrın durumları hakkında bizden çok dah afazla bilgiye sahipler.
Aralık 2009 tarihinde belli maddeleri karıştırırsam eklem ağrılarını tamamen geçirecek bir ilaç üretebileceğimi fark ettim. Ama beni bekleyen büyük bir sürpriz vardı. Planladığım ilaci yapmak için gereken maddeler bulunmuyordu. Bankadan kredi çekip Asya'dan sipariş ettim. Bir ay sonra gerekli malzeme elime geçti. Bu sefer başka bir sorun beni bekliyordu. Hiç kimse laboratuvar ortamında istediğim karışımı yapmay ayuanaşmıyordu. Neyse ki bir üniversite arkadaşım imdadıma yetişti. 3 hafta sonra doğru formülü buldum. İlk iş Anna'den denemesini istedim.
Allah'a şükürler olsun. İnsan mutluluğu sınır tanımıyormuş.Anna hemen daha iyi hissetmeye başladı. Her geçen gün iyiye gitti. Tedavinin 7. gününde kendi başına alışverişe gitti. Yüzünde görmeyi çok özlediğim gülüseme ile döndü. 2 hafta daha tedaviye devam ettik ve kireçlenme tamamen geçti. İnsanın inanası gelmiyor. Yaptığımız tstlerde Anna'nin sağlığına tamamen kavuştuğunu gördük. Dünyalar benim olmuştu. Hastalığa karşı zafer elde etmiştik.
Müthiş bir hikaye. Yine de burada durmadınız ve devam ettiniz, değil mi?Hemen değil. Önce kavuştuğumuz sağlığın biraz tadını çıkardık. İşte o dönemde Anna hamil ekaldı ve kızımız doğdu. Tedavi olduğu için bir kez daha şükrettik çünkü hamilelik eklemlere ekstra yük bindirir.
Bir gün oturuken Jlae Türkiye'de eklem sorunu yaşayan çok hast aolup olmadığını sordu. İstatistikleri inceledik ve gördük ki aynı probleme sahip çok kişi var. Türkiye'de çeşitli eklem bağlantılı hastalığı olan 1 milyondan fazla insan var. Bu bilgiyi öğrendikten sonra Anna'nin sorduğu ikinci soru hayatımı değiştirdi. "Diğer insanlara da bana yaptığın gibi yardım edebilir ve onlara da mululuklarını geri verebilir misin? Karımı bir defa daha aşık oldum. Hayatımda bu kadından daha güzel bir şey olmadığını anladım. Ve sorusuna evet cevabını vererek çalışmaya başladım. Fomülü mükemmeleştirmem ve a FlexOptima kremmını üretmem tam 3 yılımı aldı. Bu krem ülkemiz insanlarını parasının yeteceği ve kullanabileceği en iyi üründür.
Bize FlexOptima başsamından biraz daha bahseder misiniz? Anna ile birlikte daha önce kimsenin yapmadığı bir şeyi başardık. FlexOptima kremı, farklı şifalı otların karşımından oluşan devrim niteliğinde bir üründür.
- FIR uçucu yağı
- Kafur uçucu yağı
- Tarçın uçucu yağı
- Sepet bitkisi özü
ve diğer şifalı otlar. bunlar birlikte ağrıyı kesmek, kemikleri, kasları ve eklemleri beslemek için çalışırlar.
Maalesef bu ürünleri birçoğu Türkiye'de yok. biz farklı Asy aülkelerinden ithal ediyoruz.
Benzersiz formülü sayesinde FlexOptima kremı sayısız eklem hastalığına iyi gelr: - Artrit
- Artroz
- Kalça eklemi iltihabı
- Osteoartroz (Eklem iltihabı)
- Osteokondroz (Kemik ölümü)
- Osteokondrit
- Osteoporoz
- Menisküs yaralanmaları
- Gonartroz
Uzun yıllar çok çalışmayı gerektirdiğini unutmayın. Gelecek yıl 10. yıl dönümümüzü kutlayacağız. Bu dönem içersinde tedavi ettiğimiz 17,934 insan normal bir yaşama kavuştu. Eklem ağrılarını unuttular.
Anna ile birlikte para kazanmak için çıkmadık bu yola. İnsanlara sağlıklarını kazandırmayı amaçladık. Bizi eski kafalı bulabilirsiniz. Unutmadan şunu da ekleyeyim. Her ay piyango düzenliyoruz. Kazananlar arasında ürünlerimizi kullananlara çeşitli hediyeler veriyoruz.
Maalesef henüz eczanelerde satılmıyor. Ecza sektörü dev uluslararası firmaların kontrolü altıda. Bağımsız üreticilerin piyasaya ürün vermesi neredeyse imkansız. Üstelik satış fiyatları çok yüksek. Bazen de aldığınız ilacın yan etkisi sağladığı faydadan fazla oluyor. Biz de çözüm olarak bir resmi web sitesi oluşturarak FlexOptima kremı doğrudan satmaya başladık.
Kısa süre önce Anna ile birlikte FlexOptima kremın fiyatını %50 oranında düşürmeye karar verdik. Bu sayede dileyen herkes bu fırsattan (dahil) tarihine kadar yararlanabilir. Bu tarihten sonra, FlexOptima kremı normal fiyatından satılacak. Sağlığınıza dikkat edin. Hayatta en önemli şey sağlık. Diğer her şey ikinci planda gelir.
Saygılarımla, Mehmet
Saygılarımla, Mehmet
Saygılarımla, Mehmet
Saygılarımla, Mehmet
Saygılarımla, Mehmet
Saygılarımla, Mehmet